27 Nisan 2007 Cuma

Pomak Timras Cumhuriyeti

Güneyde Kırmızı renkle yazılan köyleri, fikir edinilmesi için (yaklaşık konumlarda) ben yerleştirdim. Kesten (Kestencik), Kojari (Dericiler), Bouynovo (Nipli) katrancı köyleridir. Onların kuzeyindekiler de öyle. Bugün Yunanistan sınırlarında olup, mübadeleyle Türkiye'ye göçetmiş olan; Gorna/Dolna Halıköy, Ilıca, Şubilova, Leşten ve onların güneyindeki köylerde şu anda yerleşim yok. Mübadele öncesinde yaşayan nüfus ise tamamen Aren'di. Bugünkü Bulgar-Yunan sınırı, Leşten'in hemen doğusundan dikey bir çizgiyle 40-50 km güneye indikten sonra doğuya yönelir. Kesten'den doğuya doğru Edirneye kadar çekilecek hattın göney tarafında kalan Bulgar topraklarında da "Aren" köyleri vardır. (Gorna Arda, Dolna Arda, Smilyan vs.) Kabaca Aren & Katrancı yerleşimlerini ayıran hattır bu. Mesela Dımoteka yakınlarında Seçek yaylasındaki Alevi Pomaklar Aren'dir. Batı Trakyadaki tüm Pomakların tamamına yakını da öyle...

Pomak Timras Cumhuriyeti adını merkezini konumlandırdığı "Timraş" köyünden alır. Başkanı da yanlış hatırlamıyorsam "Mustafa Timrısi". Civar köylerin ileri gelenleriyle temsil edildiği, bir heyet tarafından yönetiliyordu. Pomakların göçebe demokrasisi kültürüne işaret ediyor bu. (Aile (aşiret) reislerinden oluşan bir heyet ve bu heyetin "eşitler arasında birinci" statüsüne sahip başkanı.).

Konuyu özel olarak işleyen bir kaynak bilmiyorum. Genel olarak 93 harbi'ne değinen kaynaklarda kısaca değinilip geçilir bu konu. Türk kaynaklarında "Pomak Cumhuriyeti" adlandırmasından kaçınılır nedense (!?...).. Daha çok "Rodop Muvakkat(Geçici) Cumhuriyeti" demeyi tercih ederler. İçeriğe dokunmadan "Rodop Türkleri(?)nin şanlı direnişinden dem vurulur biraz. Kimbilir? belki de Pomaklara bir Cumhuriyetleri olduğu düşüncesini anımsatacak notlar tehlikeli görülüyordur. Ya da koskoca Türkiye Cumhuriyetine öncülük eden (ilkel, budala, çoban) "Pomaklar" fikri rahatsız ediyordur. Bilemiyorum...

Bense Türkiye Cumhuriyeti, hatta Türk Anayasa Hukukunun gelişimi açısından çok önemli bir deney olduğunu düşünüyorum. Osmanlının edilgen "Ümmet" toplumundan, "Egemen Ulus"a dayalı Cumhuriyet toplumuna yönelmede,. tabandan yükselen ilk taleptir bu... Kendini Hilafet saltanatının ellerine teslim edip, herşeye razı olma tavrından, kendi elleriyle kaderini çizmeye yönelik ilk toplumsal çıkıştır bu. Ardından Balkan Harbi dönemindeki "Muvakkat Batı Trakya Cumhuriyeti" ve Grebene Patriyotlarının mevzii direnişleri yaşanır. Bu sonuncularda İttihat ve terakki kadrolarının (Süleyman Askeri, Yüzbaşı Şükrü) öncü rolü dikkat çeker. (Pomaklardan alınan ilhamın yeniden ve bu kez iradi pratiklerde sınanma çabasına işaret ediyor kanımca.). Kurtuluş Savaşı'nın olabilirliğine kanıtlayan çok önemli pratiklerdir bunlar. İttihat Terakki ve Mustafa Kemal önderliğindeki Kurtuluş Savaşı kadrosu'nun düşüncelerini "kuvve'den fiile" geçirmeye yönelmelerinde bu öncü deneylerden alınan derslerin hayati rolü olmalıdır. Anayasa Hukuku açısından da Tanrı adına(Şeriat) Ferman kesen "Mutlak yetkili (idare) Hükümdar" a dayalı yönetim anlayışından; meşruiyetini tabandan alan ve dolayısıyla yetkileri taban iradesiyle sınırlı yönetim anlayışına geçişin ilk gerçek deneyidir. 1876 anayasası (meşrutiyet) toplumsal desteği olmayan kendinden menkul (tabanzsız) bir deneydir bu açıdan. 1908 (ikinci meşrutiyet) te asker-sivil bürokrat kadro dışında gerçek bir taban hareketi olarak görülemez. Kısacası bu küçücük "Pomak" deneyi; Gelecekteki Ulusal Egemenliğe dayalı yeni toplumsal yapının olabilirliğini çıkarmıştır ortaya...
Nitel önemi niceliğiyle ölçülemeyecek oranda fazladır kanımca..
Alıntı

2 yorum:

tevfik dedi ki...

ben bir pomak olarak bugüne dek pomaklar hakkında fazla bilgi edinememiştim. size çok teşekkür ederim.çalışmalarınızda başarılar

fatma dedi ki...

benim 2 ninem pomak dedelerim türk
ben neyim bilmiyorum pomaklar hakkında araştırıyorum gerçekten türkiyede gençler kimliklerini unutmuş konuşmuyor albuki herkes milliyetini dilini bilmeli bu zenginlik sayılır türkiye tağriği saptırmış