19 Nisan 2011 Salı

Pomaklar Üzerine Düşünceler-2-

İbrahim Kenar /Mart-Nisan/2011

Vicdanlı ve adil düşünceli bir insan şu unsurları göz önüne almalıdır:
a) Pomaklar dağlık yerlerde yaşayan, şehir yaşamından uzak guruplardır(Günümüzdeki şehilere zorunlu göç olgusu göz önüne alınmamıştır). Dolayısı ile dillerinin daha köylüce, basit olması kaçınılmazdır. Aynı sebeple de teknik terimleri, yaşamlarında kullanmadıkları ifadeleri başka dillerden ödünç almaları da çok doğaldır. Türkiyede bir araba ya da bilgisayar reklamına bakın, ne dediğimi daha iyi anlarsınız.

b) Aynı şekilde, Türkiyede konuşulan (en azından bizim konuştuğumuz Pomakça) Bulgaristan’dan geldiğimiz 130 yıl öncesinin slavcasıdır.Kendisini geliştirememiş, teknik ve ekonomik yaşama girmemiş olmasından kaynaklı 130 yıllık bir dondurulmuşluk yaşamış ve buda günümüze uyarlanmasında zorluklara yol açmaktadır. Bunun da epey basit bir açıklaması var. Başka bir dini benimsemiş ve epey izole yaşayan bir gurubun o dinle gelen bir sürü terim ve kavramı özümsemesinden daha doğal ne olabilir? O sebeple bir dizi Türkçe veArapça ifade Pomakçaya kolaylıkla girmiştir. Bunu daha sonra gelenekler kısmında başka bir şekilde ele almak konuyu daha iyi açıklayacaktır.Bugaristandaki Pomaklar özellikle bulgarcanın etkisinde kalmış ve Pomakçanın üretim dili olarak kullanılmamasından kaynaklı da her yeni üretilen şey günümüzde Bulgarca kökenli kelimelerin Pomakça içerisinde çoğalmasına sebebiyet vermiştir.

c) Türkiyedeki diğer Pomak guruplarının farklı diyalektler kullanması Balkanların hangi yöresinden geldikleri ile ilgili olmakla beraber, Pomakçanın ortak bir eğitim dili gelememiş olması ilede yakından ilgilidir. Yunanistandan gelenler daha Yunanlılaşmış bir dil kullanmakta iken, Makedonyadan gelenlerin daha sert yapılı bir slavca konuştuklarını-en azından yazılı metinlerden görebiliriz.Her tartışmada dil faktörü sürekli gözardı edilen ya da tartışmanın amacına uygun biçimlerde çarpıtılan bir unsur olmaktadır.
Söz konusu makalelerde şu şekilde olay yansıtılmaktadır ;“….Pomakların konuştuğu ve “Pomakça” olarak ifade edilen dil “Pomak Türk Lehçesi”(diyalekti) olarak adlandırılmaktadır.Pomakça’da %60 oranında Türkçe kelime bulunmaktadır.”
İşte size yukarıdaki saçmalığın başka türden bir tekrarı. Bu lehçe nereden geliyor? Türkçe kelimeler dışında gramer yapısı, aksanı, gırtlağı, kendineözgü sesleri ile neden hiç bir ortak özellik taşımıyor? Moldova’daki Gagavuzlar dinlerinin farklılığına rağmen dillerini koruyorlar da Pomaklar niye Türkçeden vazgeçiyor?

4)- Tam da bu unsura değinmiş olmam beni takip eden noktaya getiriyor. Çokça ortaya şöyler sözlerde atılmaktadır.’….Yunanistan’ın, Slav kaynaklı olarak belirttiği Pomak dilini ve kültürünü kendi menfaatleri doğrultusunda geliştirme çabaları ve Pomakların Türklük ile ilgilerini kesmeye yönelik yasaklamaları yanında Bulgar yönetimi de…”

Yunanlıların Pomakları Helenleştirme çabası başka bir saçma iddia. Oysa Yunanistan ,Pomakların Yunanlı olduğunu iddia etmekten çok Türk olmadıklarını iddia ediyor. Bulgarlar da Yunanistan’daki Pomakçanın dahi ne kadar çok Bulgarçaya benzediğini işaret ederek kendi tezlerini güçlendirmeye çalışıyor. Konu bundan ibaret. İskender, Makedonluk vb. de on yıllardır rastladığımız pehlivan tefrikaları gibi dayanaktan yoksun saçmalıklardan başka bir şey değil. Her zaman, her toplumda bu türden aşırı milliyetçi, tarih anlayışını nalıncı keseri gibi kendine yontan çevreler vardır ve bu özellik sadece Türkiyedeki milliyetçilerin tekelinde değildir. İngiltere, Fransa gibi göreli olarak ulusal sorunlarını nispeten çözmüş toplumlarda dahi böyle beyni yapağı dolu sözüm ona milliyetçi kuramcılar vardır.

5)- ”…Pomak Türkleri arasında Peçenek, Kuman, Avcı,Kahraman, Pehlivan, Zeybek, Yörük Çavuş, Onbaşı, Yüzbaşı, Binbaşı, Paşa, Kahya, Karadayı, Haseki, Oruç, Subaşı vb. soyadları yaygın olarak kullanılmaktadır…”Şimdi, yukarıdaki iddiayı iki bölümde almak gerekir kanaatindeyim.
İlki: Balkanlarda varlığı inkar edilmeyen Türklerin bu türden isimler almasından daha doğal bir şey yoktur. Ama “Pomak Türkü” deyip aslında olmayan bir ulamayı kurallaştırmak başka bir hezeyan. Haa bu arada sormadan edemiyeceğim,bu soyadları ne zamanki soyadı kanunlarına göre bu isimler alınmış? Çünki 1934 tarihli Soyadı Kanunu Layıhası, soyadının milli kimliğin bir nişanesi olduğunu belirterek, soyadının varlığını bir medenilik işareti olarak değerlendirmektedir. Genel kuruldaki görüşmelerde en çok vurgulanan husus, soyadlarının Türklüğün göstergesi olması lüzumudur.Kanun her Türk’ün bir soyadı sahibi olmasını zorunlu kılmakta, mevki, resmi makam, aşiret ve yabancı ırka gönderme yapan soy adlarının kullanımını yasaklamaktaydı. Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan Soyadı Nizamnamesi, Arnavutoğlu, Kurtoğlu gibi başka bir milliyete delalet eden, Çerkes Hasanoğlu, Boşnak İbrahimoğlu gibi başka bir milliyetle ilişkili olan soyadlarının kullanımına yasak getirmekteydi. Aynı şekilde, “yan, of, ef, vic, iç, iş, dış, pulos, akı, zade, mahdumu, veled ve bin” gibi takıların kullanımı da yasaklanmaktaydı.[3]Ek olarak ta Osmanlı yönetimine çok yakın olan Pomaklara verilen görevler, işler nezdinde tabii ki Türkçe ünvanlar verilecektir. Soyadı zorunluluğu ortaya çıktığında birçok kişininmesleği ve unvanını soyadına dönüştürdüğü evrensel bir gerçektir.
Buraya kadar olan kısım ilk şık.
İkinci sıkka gelince: şu anda dahi pek çok Pomak köyümde, Bulgaristandan ayrıldıktan 130 yıl sonra bile, birçok ailenin Sırakuvtsi [Yetimoğulları], Temnitsi [Karanlıkoğulları] Pileküvtsi [Piliçoğulları] Gegüvi [Gega arnavutu] lakapları ile tanınmalarına ne diyeceğiz?

Devam edecek…..


[3] =Yıldız, Ahmet. [2001] 2007. “Ne Mutlu Türküm Diyebilene”: Türk Ulusal Kimliğinin Etno-Seküler Sınırları (1919-1938). İstanbul: İletişim Yayınları. 236.






http://pomaknews.com/?p=4275

Pomaklar Üzerine Düşünceler-1-



Hepimiz bir şekilde bu güne kadar Pomaklar hakkında pek çok bilgiye ulaşmış ve okumuştur.Bu yazılanlar zaman zaman zaman Pomaklar meselesine samimi bir katkı çabasıtaşımaktadır. Fakat çoğu zamanda art niyetli, kışkırtıcı ve egemen-ulus milliyetçisi kişilerin zihniyetini yansıtmakta olduğunu görmemiş olamayız.
Bu iddialeri biliyoruz aslında,Bulgardan daha Bulgar, Hellen’den daha Yunanlı ve Türkten daha Türk olduğumuz türünden iddialar.Fakat Pomaklar meselesine bakarken iyi niyet yetersiz kalmakta ve yetmemektedir, ya da eski bir deyişle `Cehenneme giden yol iyi niyet taşları ile döşenmiştir’
Biraz kuman-kıpçak benzeştirmelerine kısaca değinmekte fayda olacağını düşünüyorum.Bu tarzda yazılmış makaleler yanında yayınlanmış 2-3 kitap ta mevcut[1].Fakat bu çalışmalar ilk başta akademik gibi görünmesinin altındaki bir dizi yanılgı, varsayım, yoksayım ve inkarcı yaklaşıma dikkat çekmek gerekiyor.

Bu durumda genelleme yapmak yerine örnekler verip onlar üzerinde konuşmak galiba daha iyi olacaktır.

1)- Bir an için Pomakların Kumak-Kıpçak Türkleri olduklarını varsayalım.Aynı şekilde Bulgarlar da Orta Asya kavimlerinden gelmekte ama biz şu anda Bulgarlara Türktür demiyoruz. Anadoludaki Türk kavimlerinden çok daha önce gelmiş olmaları sadece daha önce Hıristiyanlaştıklarını ve Bulgarlaştıklarına işaret eder. Mademki Bulgar Türkü diyorsunuz, niye o zaman Pomaklar Bulgardır diyemiyorsunuz.Ortada ciddi bir çelişki sizce de yokmu? Görünüşe bakılırsa çok yakın zaman dilimleri içinde ve aynı yollardan gelmişler.Oysa gerek Kumanlar gerekse Protobulgar denilen kesimler balkanlarda slav varlığı üzerine gelmişlerdir.Bulgarlar burda eriyerek ama isimlerini koruyarak kendi oluşumunu slavlaştırmışlar ve günümüze bu şekilde yansıması gerçekleşmiştir.Bu bize Türkiyedeki “Pomakım ama özbe öz türküm” diyenlerin Pomak ismini koruması ama herşeyiyle Türkleşmesi arasında ciddi benzeşmelerin olduğunu göstermektedir. Ayrıca Pomakların Rodop Slav gurubu olması ve Protubulgarlar la arasında karışmış bir bağ olmamasından kaynaklıda bugün Bulgar devletinin resmi tezlerinde Pomaklara “siz temiz ,ari bulgarlarsınız” şeklinde ki tanımlamalar dikkati çekmektedir.Yani içine başka karışımların girmediği saf slav gurupları olarak ta bu tespiti yorumlamak tam yerinde olacaktır.

2)- Türk resmi tezlerinin(aslında Pomak halkını iskitlere dayandıran[2] tez kendi aralarında bile çelişkili ve birbirinin tam zıttı bir tezdir,o konuyu ayrı başlık altında incelemek daha doğru olacaktır) ana omurgasını oluşturan formülü ele alarak değerlendirmek gerekiyor.Öne sürülenlerin özcesi şu şekildedir; “860′ li yıllardan itibaren Ukrayna ve Romanya üzerinden Balkanlar’a gelen Kuman-Kıpçak Türklerinin soyundan gelen Pomaklar” , ” Pomaklar’ın atası olan Peçenek ve Kuman Türkleri, önce Bizans’ın, ardından da Bulgarlar’ın egemenliğine girmişlerse de yok edilememişlerdir.”Yukarıdaki iddia sadece diğer slavlasmış guruplar gibi ve aynı tarihlerde geldiğini, farklı hareket etmediklerini, guruplaşmadıklarını göstermektedir. “egemenliğine girmişlerse de yok edilememişlerdir” ifadesi `Yenildik ama ezilmedik’ gibi kahvehane muhabbeti ya da milliyetçi gaz vermek değil de nedir?

3)- Bu tarz Kumanlılık iddialarının içine iyice dalınca konunun nasıl bir yerde saçmalığın dikalası na doğru geldiğini görüyoruz: “…Günlük hayatlarında, hemen hiç bir ülkede konuşulmayan Pomakça adi verdikleri Türk lehçesini konuşurlar…..” Bu tezi yazan ya hayatında hiç Pomakça duymamış, ya da ne söylediğinin farkında değil. Bugünkü Pomakcanın aşırı asimile edilmiş haline rağmen Slav dil gurubunun bir dialekti olduğunu görmemek ciddi bir körlük olduğunun varlığına işaret olacaktır.

Pomakça %70 ve daha yüksek oranlarda Slavca, belki %20 civarında Türkçe ( balkanlardaki pek çok devlettin dilinde türkçe kelime oranı bu orana yakındır ,uzun yüzyıllar boyunca Osmanlı idaresinde yaşamaktan kaynaklı) ve daha küçük oranlarda Grek ve bölgedeki diğer dil ve diyalektlerden oluştuğunu söylemek çokta yanlış olmayacaktır(Buradaki oranları genel bir referans olarak veriyorum. Lütfen katı ve kesin olarak almayın). Bunun da çok anlaşılır bir açıklaması vardır. Esas itibarı ile Slavcanın bir dialekti olan Pomakcanın 4 aşırı aşkın Osmanlı yönetiminde Türkçeden bir çok kelimeyi almasından daha doğal birşey olamaz,heleki dinsel inanışta Türk kesimiyle aynı olunca ,bu etkileşim ve alış veriş çok daha fazla olmaktadır. Nitekim aynı şeyi Bulgaristan,Bosna&Herzingovine,Mısır, İsrail, Fas ve Yunanistanda görmek mümkündür. Birçok Türkçe kelime hala geniş bir şekilde günlük kullanımda.
Pomakcanın Gramer yapısı tamamen ve kesinlikle Slavcadır. Aynı Feminin-Maskülin ve Nötr cümle formları vardır ve bu özellik Türkçede hiç bir şekilde yoktur.Bir dili incelerken, o dilin dışarıdan aldığı kelimelere bakmak yerine o kelimelerin nasıl kullanıldığına bakmak gerekmektedir.Eğerki dilin dışarıdan aldığı kelimelere bakarak bir hüküm verecek olursak büyük bir hataya düşeriz. Her dilde başka dillerden gelmiş binlerce kelime çıkartılabilir.Örneğin Türkçeye bakarsak arapça ve farsçalardan tutalım, firansızcalara, ingilizcelere kadar kaç bin kelime artık türkçenin günlük kullanımına girdiğini çok rahat görebiliriz.
Bundan dolayı içerisinde barındırdığı yabancı kelimelerin menşeine göre kimlik tayininde bulunmaya çalışmak hangi aklı selimin kafasına yatar açıkçası merak etmekteyim.
Devam edecek…..

İbrahim Kenar /Mart-Nisan/2011

————————————————-
[1]=Balkanlarda Pomak Turkleri/ Huseyin Memisoglu—–Balkanlarda Pomak Turkleri / Halim Cavusoglu—/ POMAK TÜRKLERİ (KUMANLAR-KIPÇAKLAR) /İlker ALP
[2]=Arkeolog Ercan ÇOKBANKİR’in tezleri